NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادُ
بْنُ زَيْدٍ
عَنْ أَيُّوبَ
عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ أَبُو
دَاوُد لَمْ
يَذْكُرْ
ابْنَ
عَبَّاسٍ
وَكَذَلِكَ
رَوَاهُ النَّاسُ
مُرْسَلًا
مَعْرُوفٌ
Şu (önceki 2096.) hadisi
Peygamber (s.a.v.)'den İkrime de rivayet etmiştir.
Ebu Dâvud dedi ki:
(Ancak bu hadisi Eyyüb vasıtasıyla İkrime'den nakleden Hammâd b. Zeyd, hadisin
senedinde) îbn Abbas'ı zikretmemiştir. Halkfdan bazı kimseler bu hadis) mürsel
olarak rivayet ettiler (ve bu rivayet) meşhur olmuştur.
İzah:
Bir önceki hadis merfu
olarak nakledilmişti. Aynı hadisi bir de Hammâd b. Zeyd rivayet etmiştir. Fakat
Ham-mâd'ın Eyyüb vasıtasıyla İkrime'den rivayet ettiği bu hadis îbn Abbas
atlanarak doğrudan doğruya Nebi s.a.v.'den rivayet olunmuştur. Bilindiği gibi
bu şekilde senedinden sahabi atlanarak rivayet edilen hadislere
"mürsel" denir. Her ne kadar hadisin senedinden bir râvinin düşmesi
râvinin kimliğinin meçhul .kalmasına ve dolayısıyla o hadisin zayıf sayılmasına
sebeb olursa da, düşen rvinin sahabî olması halinde bu atlamadan dolayı
hadisin sıhhatine bir zarar gelmez. Çünkü ashab-ı kiramın âdil kimseler
olduğunda şüphe yoktur. Resûl-i Ekrem'in "İnsanların en hayırlısı yaşadığım
devirde, yaşayanlardır. Sonra onları takib eden devirde yaşyan (tabiîler),
sonra da onları takibeden (tebeüttâbiin) gelir." Müslim, fedaifüssahâbe,
rikak, eymân; Tirmİzî, fiten, şehâdet; îbn Mace, ahkâm; Buhari, şehadât; Ahmed
b. Hanbel, I, 378, 417, 434, 438, 442; II, 228, 410, 479; IV, 267, 270, 277,
426, 427, 436, 440; V, 350.] beyânı bu gerçeğin en açık delillerinden biridir.
Konumuzu teşkil eden hadisin önceki rivayeti merfu'dur. Dolayısıyla bir önceki
hadis bu hadisin sıhhatini teyid etmektedir. Hafız İbn Hacer'in beyânına göre,
bu hadis Eyyub b. Süveyd-Sevri - Eyyüb kanalıyla mevsûl olarak rivayet edildiği
gibi, Ma'mer b. Cudân er-Rukiy- Zeyd er- Rukiyy- Zeyd b. Hibbân- Eyyüb
senediyle de mvsûl olarak rivayet edilmiştir. Bir hadis bir defa mürsel, bir defa
da mevsûl (merfu) olarak rivayet edilecek olursa, merfu olduğuna hükmedilir. Tekmiletu'l-Menhel, III, 267.